7 Kayıt Bulundu.
Bize Mâlik, ona İshâk b. Abdullah b. Ebû Talha, ona Enes b. Mâlik (ra) rivayet ettiğine göre Ömer b. Hattâb bir adamı duymuş ve onun selamını almıştı. Sonra adama "Nasılsın?" diye sordu. Adam "ٍBenim hamd etmem sadece Allah'adır" diye cevap verdi. Hz. Ömer "İşte senden beklediğim budur" dedi.
Açıklama: أَحْمَدُ إِلَيْكَ اللَّهَ cümlesinde ilgili şahıs, Hz. Ömer'e "Senden bir şey istemiyorum. Ben ecri sadece Allah'tan bekliyorum" demek istemiştir.
Bana Malik, Yahya b. Said'in şöyle dediğini rivayet etmiştir: Bir adam Abdullah b. Ömer'e (ra) "Allah'ın selamı, rahmeti, bereketi ve sabah akşam verilen nimetler senin üzerine olsun" şeklinde selâm verdi. Abdullah b. Ömer (ra) de "Bin kere senin üzerine de olsun" dedi, sonra sanki bu ifadeleri hoş görmedi. Bana Malik'ten kendisine şu bilginin ulaştığı nakledildi: Meskun olmayan bîr eve girildiğinde "Esselamü aleyna ve ala ibadillahi's-salihin" (Allah'ın selamı bizim ve Allah'ın iyi kullarının üzerine olsun)." denilir.
Açıklama: وَالْغَادِيَاتُ وَالرَّائِحَاتُ "Sabah akşam verilen nimetler" şeklinde verilen mana Zürkani'nin şerhinde ve Muhammed Mahmud İbrahim Atiyye, 'es-Selam tahiyyetü'l-İslam' adlı kitabında mevcuttur.
Bana Malik, ona Zeyd b. Eslem Resûlullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu haber vermiştir: "Binek üzerinde olan yürüyene selam verir. Bir topluluktan birisi selam verince hepsi için yeterlidir."
Abdullah b. Dînâr'dan, o da Abdullah b. Ömer (ra)'dan, Rasûlüllah (sav)'in şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Yahudilerinden biri size selam verdiğinde ancak 'es-Sâmü aleyküm (Ölüm üzerinize olsun)' der. Binaenaleyh sen de 'Aleyke (Senin üzerine olsun)' de!" Yahya dedi ki: Mâlik'e, Yahudi ve Hıristiyanlara selam veren (bir Müslümanın) bundan dönüp selamını bozup (bozmayacağı) soruldu da o: "Hayır" cevabını verdi.
Bize Mâlik, ona İshak b. Abdullah b. Ebû Talha, ona Akîl b. Ebû Tâlib'in azatlısı Ebû Murra'nın naklettiğine göre Ebû Vâkıd el-Leysî (ra) şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah'ın (sav) yanında insanlarla birlikte otururken üç kişilik bir grup geldi. İkisi Rasulullah'a yöneldi, diğeri ise başka yöne gitti. İki kişi Hz. Peygamber'in meclisinde durup selam verdiler. İki kişiden biri halkada bir boşluk görüp oraya oturdu. Diğeri onların arkasına geçti. Üçüncüsü ise dönüp gitti. Hz. Peygamber (sav) konuşmasını bitirince şöyle buyurdu: "Size üç kişilik grubu anlatayım. Onlardan biri Allah'a sığındı, Allah da onu himayesine aldı. Diğeri zahmet vermek istemedi ve çekindi, Allah da ona azap etmekten çekinip onu bağışladı. Diğeri ise yüz çevirip gitti, Allah da ondan yüz çevirdi."
Bana Mâlik, ona Vehb b. Keysân, ona da Muhammed b. Amr b. Atâ aktardı: Abdullah b. Abbâs’ın yanında oturuyordum. Yemenli bir adam bulunduğu mekana girerek kendisine “esselâmu aleyküm ve rahmetullâhi ve berekâtüh” dedikten sonra selamına bazı ilavelerde bulundu. O zaman gözlerini kaybetmiş olan İbn Abbâs: – Bu kimdir? diye sordu. Oradakiler de: – Semtine uğramış bir Yemenli, diyerek onu kendisine tanıttılar. Bunun üzerine İbn Abbâs şöyle dedi: – Selam, bereketle noktalanmıştır. Yahyâ dedi ki: Mâlik’e: – Kadına selam verilir mi? diye sorulduğunda, – Selamın yaşlı kadınlara verilmesinde bir sakınca görmüyorum, ancak genç kadınlara verilmesini hoş karşılamıyorum, diye cevap vermiştir.